Annemin Eşarbı

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Annemin Eşarbı
Merhabalar ben Mehmet 17 yasındayım. Bir hafta önce başımdan gecen hikayeyi size anlatacağım. Annem 42 yaşında sarışın, balıketli, 1,65 boylarında bir kadındır. Çalışmıyor ve evde oturuyor. Uzun zamandır yalnızdı. Babam öldükten evlenmişti ve hayatına başka birini sokmamıştı. Mutaassıp bir çevrede yaşadığımız için annem tesettürlü bir bayandı. Genelde evin içinde bile başında eşarpla kapatıyordu. Bir gün annemin dışarı çıktığı gün, sıcak çaydanlık devrilmiş her iki elimde yanmıştı. Ellerimin sargılar içinde olmasından dolayı istediklerimi yapamıyordum. Odamda oturmuş üzerimi değiştirmek istiyordum. Ama bu ellerle çok zordu. Bu arada annem içeri girmiş ve beni bu halde görünce -Neden beni çağırmadın oğlum? Dedi. Bir şey diyemedim ve başımı öne eğdim. Annem benden utanmana gerek yok ben senin annenim, dedi ve önümde çömeldi. Bugün çamaşır yıkayacaktım zaten üzerini değiştirmek lazım, diye devam etti. Önce pantolonumu sıyırdı hala çömelmiş olduğu için yüzü tam yarağımın hizasındaydı. Pantolonu çıkarttıktan sonra üzerimdeki gömleği ve ardından atletimi çıkardı. Üstümde sadece külotum vardı. Annem dolaptan temiz elbiseleri aldı. -hadi bakalım şu külotunu da çıkaralım, dedi. -anne o kalsa dedim. -hadi arkanı dön bakalım. Sen ufakken ben senin her yerini gördüm. Hadi dön, dedi. Ben arkamı döndüm ve annem külotumu sıyırdı. Annemin eli vücuduma değdikçe sikimde hareketlenmeler oldu. Tuhaf olmuştum. Kendimi kötü hissetmeye başladım. Bu olmamalıydı. O benim annemdi. Annem temiz külotu bana giydirirken bir an duraksadı. Sikimin kalktığını anlamıştı. Hemen aceleyle beni giydirdi. Odadan hızlıca bir şey söylemeden çıktı. Üç dört gün böyle geçti. Ergenliğe girmiş biri olarak dişi sinek bile içimde fırtınalar koparıyordu. Sikim hemen dikiliyordu. Ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Tuvalete gidip bir an önce otuz bir çekmek istiyordum ama bu sargılı ellerle bunu yapmak imkansızdı. Doktorun söylemesine göre daha on gün kadar daha ellerim bu şekilde sargı içinde kalacaktı. Ve tam olarak iyileşmesi daha bir süre alacaktı. Ve ben bu arada ne yapacaktım? Akşam yemeğini yemiştik ve annemle salonda oturuyorduk. Annem kah televizyona bakıyor kah uyukluyordu. Annem bana bir şey isteyip istemediğimi sordu. Aslında istediğim bir şey vardı ama bunu annemin yapmasına imkan yoktu. sıkıntılı halim annemin dikkatini çekmişti. -oğlum canım neden sıkkın? Bir şey mi var? Dedi -anne yok bir şey. -bak senin annenim. Şu dünyada ikimiz varız. -anne gerçekten bir şey yok, dedim. Birkaç gün daha böyle devam etti. Yine bir akşam annem odama gelip yarın çamaşır yıkayacağını ve benim üzerimdekileri değiştireceğini söyledi. İlk kez anneme başka bir kadın gözü ile baktım. Üzerinde beyaz renkli geceliği vardı. Başında ise beyaz şifondan eşarbı vardı. Ev içinde dışarı da bağladığı türban gibi bağlamadığı için eşarbın altından sarı saçları görünüyordu. Annem bana çok güzel görünüyordu. Hele birde elbise dolabımın kapağını açıp eğilince beyaz geceliği kalçalarına yapışmıştı ve altına giymiş olduğu külotu belli olmuştu. Yeniden sikim kalkmaya başlamıştı. Utanç verici bir durumdu. Aklıma hemen başka şeyler getirmeye çalışıyordum ama nafile. Sikim kalıyordu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Birazdan annemin önünde soyununca kalkık bir sikle karşında kalmak istemiyordum. Annem temiz çamaşırlarımı aldı ve ayağa kaldırarak soymaya başladı. Arkam dönük şekilde duruyordum. Sikim kalkmıştı. Annem sikimin kalkık olduğunu yine anlamıştı. Ben utancımdan başımı öne eğmiştim. Annem hemen üstümü değiştirdi ve odadan çıktı. Aradan yarım saat geçmişti ki annem yeniden odaya girdi. Ama üzerine bu sefer sabahlığını almıştı. -oğlum çay demledim hadi gel de içelim, dedi -yok anne ben istemiyorum -bir demlik çay kim içecek hepsini. Hadi kalk gel konuşalım biraz. İstemeyerek de olsa kalktım ve salona gittim. Annem çayları doldurdu. Doğal olarak çayı bana annem içiriyordu. -ne oldu oğlum canın bir şeye mi sıkıldı? -yok anne. O kadar önemli değil. -hadi anlat bana. -çok sıkıldım anne, gördüğün gibi hiçbir şey yapamıyorum. -canını sıkan şeye bak. Kalıcı değil ya bu. On gün sonra yeniden eski haline döneceksin. -söyle bana ben yaparım oğlum, dedi. Göz göze geldik. Ben utanarak başımı öne eğdim. Çenemden tutarak -gerçekten yapabileceğim bir şey varsa ben yaparım dedi. -senin yapabileceğin bir şey değil, diye mırıldandım. -ne dedin. -yok bir şey. -ben senin annenim. Seni böyle görmek beni üzüyor. Bana bütün dertlerini anlatabilirsin. Sorun şey değil mi? -ne sorunu? Dedim. -tuvalete gitmek istiyorsun değil mi? Dedi kızarmış bir suratla. Annemin benimle açıkça konuşması beni rahatlaşmıştı. Ben de ona karşı açık bir şekilde konuşmaya başladım. -şey anne, Biliyorsun kaç günden bu haldeyim. Ve bu canımı sıkıyor. Kendimi kötü hissediyorum. -biraz daha sabretsen. -çok kötü durumdayım anne. Dayanamıyorum artık. -ne yapsak ki bilmiyorum. Birini mi bulsak. Ama kim yapar ki bunu. Aramızdaki konuşmalar beni heyecanlandırmıştı. Sikim kalmaya başlamış ve giydiğim eşofmanın altından belli olmaya başlamıştı. Annem gözlerini kalkmakta olan yarağıma dikmişti. -madem bu kadar kötü durumdasın… dedi ve gözlerini gözlerime dikti. -hayır anne bunu sen yapamazsın. -bak ne diyorum. Bu aramızda bir sır olarak kalacak. Tamam mı? Senle bir şey yapamayız. Ama sana yardım edeceğim. -nasıl anlamadım. -içerden gidip bir şeyler alacağım. Kullanmadığımız bir bez parçası. Senin şeyini onunla sararız hem ortalığı kirletmemiş olursun. Hem ben hem sen rahat oluruz. Tamam mı? -tamam anne sen nasıl istersen, Dedim. Annem içeri gitti ve elinde eski beyaz atletlerinden bir tanesi ile geldi. Ben çek yatta oturmuştum. Beni kaldırdı ve eşofmanla beraber külotumu da sıyırdı. Karşısında belden aşağısı çıplak bir şekilde duruyordum. Beni yeniden yerime oturttu. -birbirimize dokunmak yok. -tamam.

Elinde tuttuğu beyaz atleti kalkmış olan sikime sardı ve yarağımı tutarak bana otuz bir çektirmeye başladı. Şu anda olanlara inanamıyordum. Annem yüzünü diğer tarafa çevirmişti. Birbirimize bakamıyorduk. Atlete sarılı olan sikim annemin eline sığmıyordu. Zorlukla bir aşağı yukarı hareket ediyordu. Sonunda dayanamadım ve elimi annemin elinin üzerine götürdüm. Annem irkilmişti ve bana bakarak -dokunmak yok, diye fısıldadı. -anne böyle olmuyor. Gerçekten zor oluyor böyle. Daha ince bir şeyle yapsan. Yoksa bu şekilde çok uzun sürer. -neyle? Yani. -şey, nasıl desem. Bu atlet biraz kalın elin ufak kalıyor tam olarak tutamıyorsun. Böyle Daha ince bir şey. Mesela, eşarp veya külot gibi. Annem oflayarak kalktı ve bana dönerek -gel bakalım küçük bey madem bu işi yapacağız, tam olarak yapalım. Beni yerimden kaldırarak peşinden sürükledi. Annemin yatak odasına girdik. -Şimdi sen yatağa uzan bakalım. Hemen yatağa geçtim ve dik bir şekilde oturdum. Annem bana bakarak gülümsedi. Ardından giymiş olduğu sabahlığı çıkardı. Şimdi karşımda geceliği ile duruyordu. -demek eşarp veya külot diyorsun. Sana şimdi bir şeyler göstereceğim. Daha sonra annem dolabın kapağını açtı ve özenle katlanmış olan eşarplarını bir bir yatağın üzerine fırlattı. Yatağın üzerine düşen her yarağımın biraz daha kalkmasına neden oluyordu. Yatağın üstünde annemin 10 dan fazla eşarbı vardı. Annem yanıma geldi ve -şimdiye kadar yaşamadığın şeyleri yaşayacaksın, dedi. Daha sonra yatağın üzerindeki eşarpları sıra ile alıp vücuduma sürmeye başladı. Saten ve ipek eşarplar vücuduma değdikçe kalbim deli gibi çarpıyordu. Bunu fark eden annem -hangisi seni en çok tahrik etti. Bu mu? Diyerek. Elinde tuttuğu satenden parlak, üzerinden çiçek desenleri olan eşarbı sikimin üzerine örttü. Kalkık yarağımın üzerinde eşarp, bir çadır gibi duruyordu. Annem yanıma sokuldu. Tenlerimiz birbirine değiyordu. Annemin bunları yapacağı aklımın ucundan bile geçmiyordu. Annem başını sağ omzuma koydu ve parlak saten eşarbın üzerinden sikimi avuçladı ve elini sikimin üzerinde yukarı aşağı hareket ettirmeye başladı. İnanılmaz bir güzel şeydi. Sonunda sağ kolumla anneme sarıldım. Hiçbir tepki vermedi. Sargılar içindeki elimle annemin sağ memesinin üzerine koydum. Bunları yaparken hafiften sağ dönmüştüm. Annem ise biraz daha aşağı doğru kaymıştı. Bundan dolayı annemin bacaklarını örten beyaz gecelik biraz daha yukarı doğru sıyrılmıştı. Güneş görmemiş bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Annem yavaş ve nazikçe otuz bir çektirirken, bende dudaklarımı annemin başını kapatan beyaz şifon eşarbın üzerinde gezdirmeye başladım. Dudaklarımdan -anne çok güzelsin, diye kelimeler dökülmeye başladı. -hadi oğlum, boşalt o sıcak döllerini. Boşalt anneciğinin yumuşak eşarbına. Hadi… Bir süre sonra annem yatakta doğruldu ve giymiş olduğu geceliği çıkardı. Karşımda sadece sutyen ve külotu ile duruyordu. Beyaz şifon eşarbı başından sıyrılmış omuzlarına kadar uzana uzun sarı saçları ortaya çıkmıştı. Ayrık duran bacaklarımın arasına yüz üstü uzandı. Yüzü ile eşarbın altında bir direk gibi dikilen yarağım arasında 10 cm den daha az bir mesafe kalmıştı. Annem yarağımı örten eşarbı aldı ve altındaki dimdik duran yarağımla karşı karşıya kaldı. Anlaşılan annem bana gerçekten büyük bir sürpriz hazırlamıştı. Annem sikime dokunmadan başına bir öpücük kondurdu ve ardından bana baktı. -hazır mısın? -evet, dedim kekeleyerek. Sonra annem dilini sikimin üzerinde gezdirmeye başladı. Ardından sikimi dibinden kavrayarak yavaşça sikimi ağzına sokmaya başladı. Dudakları yarağımı sıkıca sarıyordu. Kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. Bu anın bitmesini istemiyordum. Artık boşalmak üzereydim. Anneme boşalacağım dedim. Annem yarağımı ağzından çıkarmadı ve eli ile otuzbir çektirmeye devam etti. Ve ağzımdan derin bir oh çıkarken. Döllerimi annemin ağzına akıtmaya başladım. Annem hiç rahatsız olmuşa benzemiyordu.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın